Aşağıdaki fotoğraf ‘Ermenistan Hatırası’ başlıklı bir sigara kâğıdıdır. İstanbul Mahmutpaşa’daki Manastır Han’da ele geçirilen belgelerdendir.
Biz, Ermeni ve Ermenistan kelimeleri üzerinde biraz duralım.
Merhum Sâdi KOÇAŞ, (Târih Boyunca Ermeniler ve Türk-Ermeni İlişkileri) isimli eserinde şöyle diyor:
(…İlk defâ M.E.521’de Daryüs kitâbesinde ARMENİ -yukarı memleket- şeklini almıştır.
Dede Korkut Oğuznâmeleri’nde, bölge halkı ve târihi ile ilgili geniş bilgi verildiği hâlde “Ermeni” kelimesi hiç geçmez.
Batı dillerinde bölgeye ARMENİA adı verilmiş, biz de de Meşrutiyet’ten sonra Fransızcadan tercüme edilerek, ilk defâ Ahmet Cevdet Paşa tarafından “ERMENİ” kelimesi kullanılmıştır.
…Bu sûretle bütün bu kelimeler, üstünde yaşayan milletlerle hiç ilgisi olmamak üzere, sırf bölgeye verilmiş coğrafî bir isimden ibârettir.)
Üstteki tesbitler son derece önemlidir ve bunlar yalnızca Sâdi Koçaş’a âit görüşler de değildir. Herhangi bir ırk veya kavimle ilgisi olmadığı halde, sanki Ermeniler’e âit bir vatan toprağıymış gibi dünyâya yutturulmaya çalışılan Ermenistan deyimi kadar, Ermeni târihi de soykırım iddiaları gibi uydurmadır.
Ermeni târihi hakkında yazılan çok sayıdaki eser, iki ana grupta toplanabilir:
1 – Ermeni asıllı târihçilerin yazdığı kitaplar,
2 – Aslen Ermeni olmayan Batı’lı târihçilerin eserleri.
Bunlardan ilk grubu meydana getiren kitaplarda, dâima bir kişinin adı geçmekte ve onun yazdıkları, diğer Ermeni yazarlara kaynak teşkîl etmektedir. Ermeni târihçilerin hemen hepsi, (Movses Horenatsi) isimli Ermeni’nin yazdıklarını aynen tekrarlamışlardır.
İlk defâ bir Ermeni Târihi yazmış olan Movses, kendisinden sonraki Ermenilere böylece kaynak teşkîl etmiştir.
Ancak, Movses’in yazdıkları ciddiyetten ve ilmî olmaktan fersah fersah uzak, safsatalardır. Hattâ Movses, başka millet ve kavimlere âit efsâneleri bile Ermenilere mâl eden bir sahtekârdır. Bunu biz iddiâ etmiyoruz; Ermeni târihçiler îtiraf ediyor.
19’uncu Asra kadar, Batı dünyâsının târihçileri tarafından kaleme alınan Ermeni târihine âit eserlerin tamâmına yakını, gene Ermeni kaynaklarına bağlı olarak ve bilhassa bu Movses’in uydurmalarına göre yazılmıştır.
Son bir asırlık dönemde Batılılar tarafından yazılan Ermenilerle ilgili kitaplar ise, tamamen tek taraflı bir gözle ortaya konulmuş; mes’eleye Haçlı zihniyeti açısından bakılmış ve yalnızca Ermeniler körü körüne savunulmuştur.
İşte şu geldiğimiz nokta son derece önemlidir. Mâdem ki Ermeni olan veya olmayan târihçiler sâdece bir tek kaynağı esas almışlardır; o hâlde söz konusu tek kaynağı iyice ele almalı ve A’dan Z’ye incelemeliyiz.
Yâni,”Movses Horenatsi” isimli Ermeni târihçi, yazdıklarını “belgelere” dayandırarak yazmışsa, kendisinden sonra eserlerini Movses’e dayandırarak kaleme alanlar da haklıdır, ciddiye alınmalıdırlar ve kitaplarının târihî değeri de elbette vardır.
Buna karşılık Movses Horenatsi “uydurma bir târihçi” ise, kendisinin görüşlerini tekrarlayanların Ermeni Târihi hakkında yazdıkları da ciddiye alınamaz ve kuru birer iddiâdan öteye geçemez.
Bu sebeple, kısaca Movses’i tanıyalım:
“Horenli Movses” diye de bilinen Movses Horenatsi, -yalnızca rivâyetlere göre- 4’üncü Yüzyılın sonlarında doğmuş bir Ermeni râhibidir. Kendisinin yaşayıp yaşamadığı bile kesin olarak bilinmediği gibi, nerede doğduğu da meçhûldür.
Hayâtı hakkında böyle şüpheli ve rivâyetten öteye geçemeyen bilgiler bulunan Movses’in Ermenistan coğrafyası hakkında bir kitap daha yazdığı da gene söylentiden ileriye gidememektedir.
İşte bütün bu sebepler yüzünden, ne Movses’in kendisi ve ne de yazdığı Ermeni Târihi, Batılı ilim çevrelerinin büyük çoğunluğu tarafından ciddiye alınmamaktadır. Hattâ hattâ,Movses’i ciddî bulmayan çok sayıda Ermeni yazar ve târihçi vardır.