Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var
N’ola kan tökmekde mâhir ola çeşmüm merdümü
Nutfe-i kâbildürür gamzen kimi üstâdı var
Kıl tefâhur kim senün her var men tek âşıkun
Leylî’nin Mecnûn’u Şîrîn’ün eger Ferhâd’ı var
Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı anun her lâhza min feryâdı var
Öyle bed-hâlem ki ahvâlüm görende şâd olur
Her kimün kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var
Gezme ey gönlüm kuşu gâfil fezâ-yı ışkda
Kim bu sahrânun güzer-gehlerde çok sayyâdı var
Ey Fuzûlî ışk men’in kılma nâsihden kabûl
Akl tedbîridür ol sanma ki bir bünyâdı var
Fuzuli
Günümüz Türkçesiyle:
1-Bende Mecnun’dan daha çok âşıklık yeteneği vardır. Sevgide, sadakat gösteren âşık benim. Mecnun’un ancak adı var.
2-Göz bebeğimin kan dökmekte usta olduğuna şaşılmaz. O kabiliyetlibir tohumdur ve gamzen gibi bir üstadı vardır.
3-Eğer Leylâ’nın Mecnun’u Şirin’in Ferhad’ı varsa, senin de benim gibiâşığın olduğu için övünmelisin.
4-Ey gül! Ben temkinli, sabırlı bir insanım, beni bülbüle benzetme. Onun benim gibi derde sabrı yok, her lâhza bin feryadı vardır.
5-Halim öyle kötü ki, devrin zulmünden dolayı kimin gönlü mahzunolsa, benim halimi görünce neşelenir (kendi haline şükrederek sevinir).
6-Ey gönlümün kuşu! Aşk göğünde gafil uçarak gezme. Çünkü bu sahranın (aşk sahrası) yollarında çok avcısı vardır.
7-Ey Fuzulî! Nasihatçinin aşkı engellemesini kabul etme. Onun nasihati aklın tedbiridir, bir temeli var sanma.