TARİHTE ERMENİLER
(Yakın târihin çizgilerine temas etmeden evvel, Ermeni kavminin, Türk Devletini ve Türk milletini nesilden nesile geçen bir kin, nefret ve intikam duygusuyla peşinen mahkûm edip, kanına canına kastediş sebebinin, Rus ve İngiliz menfaatlerinin hazırladığı bir siyâsî komploya kurban oluş ve körü körüne kapılanmış bir aldanış bulunduğunu söylemek isterim.
Şöyle ki, uzun yıllar Bizans tahtında imparator olarak hüküm süren Ermeni sülâleleri olduğu mâlûmdur. Bunlardan III. Leo’dan sonra oğlu ve torunu da, 714-741’e kadar Bizans’a hâkim olmuşlardır.
V.Leo ise, 813-820’ye kadar gene Bizans’ın siyâsî kaderine hükmetmiş, Leo sülâlesinden Theophilüs’ün başında ise İmparatorluk tacı 829-842’ye kadar kalmıştır.
Fakat Ermeni kavmi ile bu kadar içli dışlı olmuş bulunan Bizans, müteaddit Ermeni sülâlesini, İmparator olarak başına geçirmiş olmasına rağmen, gün olmuş bu haşin, dik başlı ve kan dökücü kavmin çıkardığı isyan, ihtilâl ve kargaşalıklardan bıkıp usanarak, II. Basil imparator olur olmaz buna son vermiştir.
Böylece bir zamanlar Ermeni hükümdarlar Bizans’a hükmetmişlerse de, nihâyet Bizans onları parçalamış, yemiş ve devletlerine son vermiştir. Târihin söylediğine göre, zaman zaman İran hâkimiyeti altında da bulunan Ermeniler’in, ne uzun zaman devam eden bir devletleri olmuş ne de belli sınırları.
…Aynı muharrir, kitabına Evald Banse’nin şu mütâlâasını da alır:
“Ermenistan târihi, Asya devletlerinin bu memlekete geçit kapılarını ele geçirmek maksadı ile yaptıkları teşebbüslerden; Âsurîler’in eski hükümdarlarına, Roma’nın Partlar’a, Bizans’ın yeni İran’a ve nihâyet Türkler’in İranlılara ve Ruslara karşı yaptıkları harplerden ibârettir.(2)
Ermeniler’in şehit ettiği Türkiye’nin Los Angeles Baş Konsolos Yardımcısı Bahadır Demir’in annesi olan Neşide Kerem Demir, kitabında, üstteki bilgilere ek olarak şunları da söyler:
“…Başlangıçta ateşperest olan Ermeniler, Hıristiyanlığı kabûl ettikten sonra Sâsanî hükümdarları tarafından İran içlerine sürülmüşlerdir. Beşinci asırda, İran ile Ermeniler arasındaki muhârebede, yine binlerce Ermeni esir alınmıştır.
Daha sonra İran’a karşı muzaffer olan Araplar, Ermeniler’i Arabistan’a, Suriye’ye götürmüşlerdir.
Bizanslılar, Ermeniler’e diğer milletlerden çok daha haşin davranmışlardır. Mezhep husûmeti ve kendilerine karşı gösterdikleri hıyânetler yüzünden onlara dâima kin ve nefretle bakmışlardır.”
(2)Neşide Kerem DEMİR, Türkiye’nin Ermeni Meselesi, s.10,Manisa-2001.(Esat Uras, Târihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s.89,Yeni Matbaa,1950,Ankara; Evald Banse,Die Türkei,Berlin,1915’den naklen.)