“Ne vakte dek bir avuç kemik hâlinde kalıp duracaksın?
Bilmez misin ki; ömrün, uzun olsun kısa olsun, iki soluktan ibârettir.
Bu keder, bu yas niceye bir?
Seni, yaşaman için yetiştirdiler; fakat ölmen için de bu âleme getirdiler.
Ey sırlar araştıran, sen kendini kaybetmişsin! Ölümün gelip çatmadan, canın boğazından çıkmadan tekrar bir kendini ara, aktar!
Kendini diri iken bulamazsan, öldükten sonra nerden sır duyacaksın?
Hayattasın ama hakîkatte ölmüş, kaybolup gitmişsin.
Adam olarak doğmuşsun ama, bir türlü adam olamamışsın!
O dervişin önünde yüz binlerce perde varken, kendisini nasıl bulabilir ki?”
Ferîdeddin ATTAR