Erenlerden bir zât, talebelerinden birine:

-“Evlât, filân odadaki falanca yerde bir kutu var; bir zahmet getiriver” demiş. Bahsettiği kutu, bir para çekmecesiymiş ve o zâtın kendisine âit olan bu çekmecede yüklüce para varmış.
Talebe kalkıp gitmiş, fakat çekmeceyi bulamamış. Çâresiz:
-“Efendim, bahsettiğiniz kutuyu bulamadım, yok!” Demiş.
O zât:
-“Elhamdülillah!” diye karşılık vermiş.
Talebe, biraz sonra tekrar bakınca, çekmeceyi yerinde bulmuş… Hemen hocasının huzûruna çıkıp:
-“Efendim, afedersiniz… Çekmeceyi buldum, çalındığını zannetmiştim fakat şaşırdım; buyurduğunuz yerde duruyor!” Demiş.
Gene:
-“Elhamdülillah”
Cevâbı alınca, bunun hikmetini merâk edip, sormuş. O zât demiş ki:
-“Allah dostlarının nazarında görünen varlığın hiçbir değeri yoktur. Kutunun, parayla berâber kaybolduğunu işitince, kendimi yoklayıp, üzülüp üzülmediğimi araştırdım. Paranın gittiğine dâir içimde bir çürüklük emâresine rastlamayınca, “elhamdülillâh” diyerek, buna şükrettim.
Fakat peşi sıra, kutunun kaybolmadığı haberi gelince de; sevinç duyup duymadığımı araştırdım. Baktım ki buna da sevinmiş değilim. Gene “elhamdülillah” diyerek, Allah’a hamd ettim.
Ne diyordu Koca Yûnus:
“NE VARLIĞA SEVİNİRİM
NE YOKLUĞA YERİNİRİM.”
Hz. Yûnus