Hüsniye Hanım:
–Mutmainne mertebesini bulduktan sonra da bir sâlik için imtihan var mıdır?
–“Elbet vardır. Nefsin yedi derecesi olduğu mâlûmdur.
Emmâre,levvâme,mülhime, mutmaine,râdiye,mardiye,sâfiye.
Şerîat erbâbı, ancak mülhimeye kadar çıkabilir. Mutmainneyi bulamaz. Onun için, mülhimeden düşen, tâ emmâreye kadar yuvarlanabilir. Netîcede îmansız da gitmek vardır. Çünkü emmâre derecesinde ölenler, îmansız giderler. Ama ister hacı ister hoca, isterse şeyh olsun.
Fakat mutmainneden düşen mülhimeye iner. Râdiyeden düşen mutmainneye, mardiyeden düşen râdiyeye iner. Mülhime erbâbı,bir kâmil insana ulaşmak sûretiyle derecelerini kazanmayıp,yalnız ibâdet ve tâat kuvvetiyle mücâdelelerini yaptıklarından,zaman gelir ki çoklarını nefis çarpar. Nefis derecelerinin renkleri de vardır. Emmârenin nûru mâvi,levvâmenin kırmızı,mülhimenin yeşil,mutmainnenin beyaz,râdiyenin sarı,mardiyenin parlak siyahtır.”
–Sâfiyenin rengi nedir?
–“Sâfiye, dereceden sayılmaz ki… onun rengi mengi yoktur. O,doğrudan doğruya Allah’ın ihsânıdır. Sülûk ile, çalışıp didinmekle elde edilir bir mertebe değildir.
O mertebenin ehli, Hakk’ın nâibidir. O mertebedeki zat, yetmiş iki milletle berâberdir. Onun için sâfiyenin rengi, bî-renkliktir.”