Ey oğul, fakirlik nedir bilir misin?
Bilmiyorsan anlatayım.
Fakir, abası altında yoksul yaşarsa da kendini halka karşı nîmet sâhibi gösterir.
Aç olur, tokluktan dem vurur, o kendi düşmanıyla nasıl dostluk edebilir?
Her ne kadar arıklamış, bitkin ve dermansız olsa da yine ibâdet vaktinde yoldaşlarından geri kalmaz. Yoksulluğunu kimseye açma, bugünkü mihneti yarın da çekme!
Gam çekme, yarın sana can verecek olan Allah, nihâyet senden bir ekmeği de esirgemez.
Daha ne kadar karınca gibi dâne taşıyacaksın? Erkek isen, yoksulluğa mertçe katlan! Eğer tevekkül üzere zafer bulabilirsen, Tanrı sana kuşlar gibi rızık verir.
Fakir insan, Allah’ın kendisine verdiği bir dilim mayasız ekmeğe bile şükreder. Zengin önünde kemer gibi kıvrılma ki nifakçılarla dost olmayasın!
Hak yolcusuna halkın dedikodusundan sıkılmak düşüncesi, yırtık abadan arlanmak kaygusu yoktur.
Şan ve şöhretten zevk duyan kimseyi has kul sanma, belki o bayağı bir adamdır. Gönlünde süs, saltanat sevdâsı olmadıktan sonra at ve eyer kaygusu nereden olsun?
Gönlünün yüzünü hevâ ve hevesten çevirdikten sonradır ki Hakk’ı bulduğuna inanabilirsin.