(…gerek prensiplerim gerek mîzâcım arasında dargınlığa -çok şükür- yer yoktur.
Hz. Pîr: ” Dostuna küçük bir hatâsından dolayı buğz etme”, diyor.
Ve gene: “Dostun bir hatâ işlediği vakit onu kendin yapmış gibi mahcup ol”, diyor.
Binâenaleyh yolumuz sulh ve müsâmaha yoludur; cenk ve nizâ/çekişme, kavga/ yolu değil. Cenk edecek isek bizi Allâh’a da kula da karşı mahcup edebilecek olan nefsimizle savaşalım, bu yeter.(…)
…bu defa sana Hz. Rifâî’den birkaç söz yazacağım:
-Nefsini makam-ı aczde tutup, yokluğu kendine sermâye et, tâ ki Hakk’ın varlığına yetişesin. Yoksa sözde kalırsan uzun müddet mahrum olursun.
-Halkın cevrini mücâhede-i nefs/ Benlik ve bencillikten kurtulmak için çalışma/ addedip tahammül et, rûhun kuvvet bulur, bâtında terakkî edersin.
-İyi ahlâkla halka muâmele et ki bütün amellerin en güzeli iyi ahlâktır. Halkın ayıbını setredip/örtüp/ yüzüne vurma, gazabını yutmaya çalış.)
(Mektuplar-1, Sayfa 33-34.)